Kitap Adı: The 100 21.Gün
Yazarı: Kass Morgan
Yayınevi: GO!
Herkese merhabaa!! Yazmayı o kadar çok özledim ki. O sıkışık okul döneminde bilgisayarıma birkaç şey yazmakta o kadar zorlandım ki anlatamam; ama bakın geri döndüm ve daha da sağlam dönüyorum. Bu yaz için çok güzel planlarım da var sizler için :))
Şöyle ki bu yaz #ramazanathon etkinliğine ben de katıldım. Bu da okuduğum ikinci kitabım.
Kitap çok güzel gerçekten çok güzel. Bilmeyenleriniz için bu The 100'ın ikinci kitabı. Ana konumuz ise günümüzden yüzyıllar kadar ilerisini kapsıyor. Teknoloji çok gelişmiş ve inanır mısınız artık uzayda yaşıyoruz! Çünkü sonunda 3. Dünya Savaşı olmuş ve korkulan şey olmuş. Dünya'yı biz,insan ırkı yerle bir etmişiz. Daha sonra da kurtulabilen küçük bir kesim uzayda yaşamaya başlıyor. Kocaman bir uzay aracında üç ayrı sınıf olmak üzere insanlar yaşıyor; fakat 300 yıl sonunda artan insan sayısı ve eskiyen makinelerle beraber uzay aracında arızalar baş gösteriyor. Bu da artık insan ırkının ait olduğu yere, Dünya'ya inme zamanının geldiğini gösteriyor. Dünya'ya 100 kişi gönderiliyor ve kitapta gönderilen 100 kişi ve uzay aracında kalan insanların yaşadıkları aktarılıyor biz okurlara.
--SPOILER UYARISI--
Bu anlattıklarım genel bir özet olsa da ikinci kitapta ön planda olan şey Dünya'ya gönderilen 100 kişinin orada yalnız olmadığını öğrenmesiyle beraber gelişen olaylar.
Dizinin ise bu kitaplarla hiçbir alakası yok! Ki bu beni çok üzdü; çünkü ortada yazarımız Kass Morgan'ın gösterdiği bir emek var. Senaristler buna hiçe saymış, ana konuyu alıp, yeni karakterler eklemiş, karakterler çıkarmış, olay örgüsünü, mekan örgüsünü tamamıyla değiştirmiş. Ben bunun yazara bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Senaristler illa ki kendilerinden bir şey eklemek istiyor olsalar dahi olaylar bu kadar değiştirilmemeliydi. Bunları söylüyorum; ama dizideki bazı olaylar da hoşuma gitmiyor değil. Dağ adamları mesela ilk başta büyük bir gizemdi. Daha sonra sezon finalinde karşımıza çıkan o hayaletimsi kadın da ayrı bir gizem. Bu tarz şeylerin olması çok güzel! Ama ben yine de dizinin kitaba sadık kalmasının daha iyi olacağının taraftarıyım. İlla ki benzer bir şey yapılacaksa dizinin farklı bir isimde olması gerekliydi.
Ayrıca bence kitap daha iyi. Bunun sebebi kitapta anlatılan aşklar daha naif daha güzel daha anlamlı. Kitapta Clarke ve Bellamy'nin sevgili olduğunu nihayet görebiliyorsunuz ve kitapta Clarke'ı daha çok seveceksiniz. Çünkü dizideki gibi aptalca girişimlerde bulunmuyor.
Bir de Glass ve Luke karakterlerimiz var tabii ki. Onlar en sevdiğim ikili sanırım. Aralarında bir yasak aşk var. Farklı sınıflardanlar ve birbirlerine aşık oluyorlar. Çok naif ve zarifler.Sadece onlar için dahi okunması gereken kitaplar The 100 ve The 100 21.Gün.
Belki diziyi çok fazla eleştirdim; ama ayrı değerlendirdiğiniz zaman diziyi seviyorsunuz. Farklı düşünüldükleri zaman gerçekten güzeller!!
--SPOILER UYARISI--
Bellamy kitap boyunca Octavia'yı arıyor, ben ise kitap boyunca Octavia'nın Lincoln'la beraber olduğunu sanıyorum. Nihayet Lincoln bunu kaçırdı yeni bir aşk filizleniyor diye sevinirken Octavia farklı bir yerde hiç ummadığım bir yerde karşıma çıkıyor. Umuyorum ki Lincoln gerçekten var olan bir karakterdir. Umarım onu da kitapta arayıp bulamayıp sonra üzülmem.
Sevgilerimle!! Takipte kalın, yeni yazılarım ve videolarımla tekrar görüşeceğiz! :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder